Konu ile ilgili karar:
YARGITAY 3. Hukuk Dairesi
Esas No :2019/4694
Karar No :2020/490
Karar Tarihi :22.01.2020
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasında verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kiraya veren ile aralarında 24/05/2010 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, kira sözleşmesinin 6.1. maddesi gereğince kiralanan yere verilebilecek zararın ve elektrik, su, doğalgaz, telefon faturalarından doğabilecek borcun teminatı olarak iki aylık kira bedeline eşit tutarda 33.000,00 euro değerinde kesin teminat mektubunun davalı kiraya verene verildiğini, ancak, iş gerekliliği nedeniyle kiralananın erken tahliye edilmesi zorunluluğunun doğduğunu, kiralanan yerin ve anahtarların teslimi için davalı ile 30/09/2014 tarihinin belirlendiğini, ancak davalının taşınmazı ve anahtarları mazeretsiz olarak almaması üzerine anahtarların Beşiktaş 16. Noterliğine teslim edildiğini, durumun davalıya ihtarı ile birlikte teminat mektubunun iadesinin istendiğini, davalı şirketin anahtarları 21/10/2014 tarihinde teslim almış olmasına rağmen, bundan 44 gün sonra gönderilen ihtarname ile taşınmazın alındığı gibi teslim edilmediğini iddia ettiğini ve taşınmazdaki kaldırılan bölümlerin eski haline getirilmesi için gerekli 89,854,00 TL ve bir aylık kira bedeli olan 17.822 Euro +KDV bedelinin teminat mektubundan karşılanacağının taraflarına bildirildiğini belirterek kira sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borçlarının bulunmadığının tespitine ve teminat mektubunun koşulsuz iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, kira sözleşmesinin süresinden önce ve haklı bir neden olmadan davacı kiracı tarafından feshedildiğini, davacının taşınmazı sözleşmenin aksine hasarlı olarak teslim ettiğini, anahtarların 21/10/2014 tarihinde teslim alınmasından sonra yapılan kontrolde kiralananın kiraya verildiği gibi teslim edilmediğinin tespit edildiğini, kiralananın eski hale getirilmesi için 89.954,00 TL gerektiğini, ayrıca eski hale getirilme süresi olan 1 aylık kira bedeli olan 17.854 Euro+ KDV'nin de ödenmesinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile davacının davalıya bir aylık kira bedeli ve 89.954,00 TL borçlu olmadığının tespitine ve kira sözleşmesinin teminatı olarak alınan 33.000 Euro tutarlı teminat mektubunun davacıya iadesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 24/05/2010 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin 3.6. maddesinde kiracıya kendi isteğine uygun iç dekorasyon ve tadilat yapma yetkisi verilmiş bununla birlikte tahliye esnasında kiralananı aynı şekilde teslim etme yükümlülüğü de getirilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kiralananın gözden geçirilmesi ve kiracıya bildirme başlıklı 335. maddesinde; "Kiraya veren, geri verme sırasında kiralananın durumunu gözden geçirmek ve kiracının sorumlu olduğu eksiklikleri ve ayıpları ona hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bu bildirim yapılmazsa, kiracı her türlü sorumluluktan kurtulur. Ancak, teslim alma sırasında olağan incelemeyle belirlenemeyecek olan eksikliklerin ve ayıpların varlığı hâlinde, kiracının sorumluluğu devam eder. Kiraya veren, bu tür eksiklikleri ve ayıpları belirlediğinde, kiracıya hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır." şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Davacı kiracının davalı kiraya verene göndermiş olduğu, kiralanana ait anahtarların Noterlikten temin edilebileceğine ilişkin ihtarın 02/10/2014 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, davalının ise anahtarları 21/10/2014 tarihinde teslim alarak kiralananı gözden geçirdiği ve 14/11/2014 tarihli davacıya gönderilen ihtarname ile de kiralananın eski hale getirilmesi için tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Kiralananın tahliye tarihinin 02/10/2014 olduğu anlaşılmakla, kiraya veren tarafından kiracıya gönderilen 14/11/2014 tarihli eksik ve ayıp bildiriminin TBK m. 335 hükmü ve yerleşmiş Dairemiz uygulamaları dikkate alındığında süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda; davalı kiraya verenin, kiralananı gözden geçirme ve kiracıya bildirme yükümlülüğünü makul sürede yerine getirdiği sabit olup, sözleşme maddeleri de dikkate alındığında, 14/11/2014 tarihli ihtarnameye konu kiralananın eski hale getirilmesi için gerekli tazminattan kiracı sorumludur.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalı kiraya verenin, davacı kiracıdan kiralananın eski hale getirilmesine ilişkin tazminat isteminde bulunabileceği nazara alınarak, dosyanın bilirkişiye tevdi ile, kiralananın sözleşmede belirtildiği üzere eski hale getirilmesi için yapılması gereken masraf ile bu işlemler için gereken süre belirlenip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, kiralananın teslim edilmeden önceki tarihlere ait elektronik posta yazışmalarının dikkate alınarak yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. Maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.